Prof. Dr. Atila BAĞRIAÇIK
Öğretim Üyesi, Ar-Ge, Yenilik ve Tasarım Hibe Fonları,
Tasarım/Ar-Ge Merkezi Uygulayıcısı, YMM
17/08/2018
– Ülkemiz şu anda büyük bir ekonomik mücadele veriyor, bu mücadele rutin üretim yönteminin önderlik ettiği üretim yapısı ile Ar-Ge, Tasarım ve Yeniliğin önderlik ettiği teknoloji ve değer tabanlı üretim yapısı arasındaki mücadeledir. Bu mücadelede üçüncü bir şık yoktur, ya düşük teknolojili, fason üretime devam edeceğiz ya da şu andaki durumumuzdan yararlanarak orta-yüksek ve yüksek teknoloji tabanlı katma değeri yüksek Ar-Ge, Tasarım Yenilik içeren üretim yapısına geçeceğiz. Böyle bir mücadelede başka bir şık, üçüncü bir seçenek yoktur.
– Bunun böyle olduğunu bize bilim söylüyor.
Örnek Açıklama;
Zihnimizde şu şekilde çelişkili düşündüğümüzü, teori, hipotez kurduğumuzu varsayalım:
p değil = Ar-Ge yapmıyorum,
p v q = Ar-Ge yapıyorum ve rekabetçi oluyorum,
————— q= rekabetçi oluyorum.
– Üst üste konulunca (p değil) ile (p) birbirini götürerek, bilgi verici içeriği olmayan, nasılı açıklanmadan rekabetçi olunduğunu gösteren (q) ortaya çıkmaktadır. Burada her önermeyi, bu bağlamda “rekabetçi olmuyorum “önermesini de doğru olarak çıkarabiliriz.
– Popper’e göre bu durumun açıklanması: “…bundan anlaşılmaktadır ki, eğer bir kuramda çelişki varsa, o kuramdan her şey çıkar, dolayısıyla gerçekte hiçbir şey çıkmaz. Bize her bilgiyle beraber o bilginin olumsuzunu da verebilen bir kuram, bize hiçbir bilgi veremez. Bundan dolayı, çelişkisi olan bir kuram, kuram olarak hiçbir işe yaramaz.” Bryan Magee, Karl Popper’in Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuramı s.112, Remzi Kitabevi.
– Çelişkiye katlanmama yönünde kesin kararlı olunmadıkça, yeni inovatif fikir ve uygulamalar ortaya çıkmaz, bilim de katma değerli üretim de gelişemez. Bu mücadelede ya rutin üretim mevzisinde ya da yüksek teknoloji mevzisinde yer alacağız, bu iki mevzi arasında kararlı olmayıp gelgitler yaparsak, bu oluş, sadece rutin üretim hattında kalmaya yarar, bizi geriye götürür.