ANADOLU’DA TÜBİTAK’DAN AR-GE PROJESİ ONAYLANAN BAZI FİRMALARDA KARŞILAŞTIĞIMIZ SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Gülçin GÖKÇEYREK & Buse ARSLAN

Ar-Ge ve Yenilik Mali Rapor Uzmanları

 ggokceyrek@gmail.com

busekabal@gmail.com

 

 

GİRİŞ

 Son iki aydır, Anadolu’dan, özellikle İzmir, Kayseri ve Gaziantep’ten gelen taleplerle ekip halinde o illerimizde bulunan firmaları ziyaret ettik. Bu firmaların TÜBİTAK’tan Ar-Ge projeleri onaylanmış, ancak mali rapor düzenlenmesinde ve 5746 sayılı AR-GE Teşvik Kanunu’nun uygulanmasında birçok sorunları olduğunu gözlemledik. Aşağıda bazı önemli sorunları sizlerle tartışmak istiyoruz.

 

İKİ AYRI MEVZUAT KARŞISINDA NE YAPMALI?

Kasım ayı başında Firmaların TÜBİTAK-TEYDEB 2014/0cak-Haziran dönemine ilişkin dönem raporlarına ait destek havaleleri gelmeye başladı. Uygulamada gelen havalenin bazı firmalar tarafından vergiye tabi tutulduğu, bazı firmalar tarafından ise tutulmadığı görülmektedir. Ayrıca en son Kasım 14’de de 3.Geçici dönem Vergi Beyannamesi verilmekte ve bu beyannamede Ar-Ge giderinin indirimi konusunda bazı tereddütler yaşanmaktadır.

Mükellefler bünyelerinde yürüttükleri Ar‐Ge projesi kapsamında faydalanmak istedikleri “Ar‐Ge İndirimi” konusunda, 1 Seri No.lu 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’ndeki “10.2. Ar‐Ge indirimi” kısmında tanımlanan düzenlemeyi ya da 5746 Sayılı Kanuna bağlı olarak çıkarılan Uygulama ve Denetim Yönetmeliği’nde açıklanan esas ve uygulamaları seçebilir veya uygulamada gözlemlediğimiz gibi, Ar‐Ge indiriminden yararlanmayıp, sadece Ar‐Ge fonundan yararlanmayı tercihedebilir. Söz konusu iki düzenlemenin kapsam ile uygulama usul ve esasları birbirinden farklılıklar içermektedir. Aynı ArGe projesi için iki uygulamayı birlikte ArGe indiriminde kullanmaları mümkün değildir. 5520 Sayılı Kanun uygulamasını tercih edip 263’de aktifleştirilen Ar‐Ge harcamalarının %100’ünü kurum kazancından indiren mükellef, Kamu Kurum ve Kuruluşlarından (örneğin TÜBİTAK’dan) gelen hibeyi bilanço pasif kalemi olan 549 özel fon hesabına kaydetmeyerek, 602 numaralı Diğer Gelirler Hesabının alacağına kaydetmesi gerekir. 5746 sayılı Kanunun ilgili Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliğin 8/3 maddesinde; “Kanun kapsamında ArGe indiriminden yararlananlar, Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin (9) numaralı bendi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmünden ayrıca yararlanamazlar” denilmektedir.

 Mükellef, bünyelerinde yürüttükleri Ar‐Ge Projesi kapsamında faydalanmak istedikleri “Ar‐Ge İndirimi” konusunda, 5746 sayılı Kanun uygulamasını seçebilir. Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliği’nin 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen “Bu hesapta yer alan tutarlar, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanununa göre vergiye tabi kazancın tespitinde gelir, Ar‐Ge İndirimi tutarının tespitinde Ar‐Ge harcaması olarak dikkate alınmaz. Bu şekilde sağlanan karşılıksız fonlardan yapılan harcamalar yapıldığı yere göre doğrudan gider ya da amortismana tabi iktisadi kıymet olarak muhasebeleştirilir” hükmüne göre hareket edilmesi zorunludur. Bu durumda Kamu Kurum ve Kuruluşlarından (örneğin TÜBİTAK’dan) gelen hibe, 549 numaralı özel fon hesabına kaydedilerek ticari kazanç matrahına dâhil edilmez, 549’daki bu fon hesabı  5 yıl süre ile sermaye artışı dışında örneğin kar dağıtımına konu olursa vergiye tabidir.

 263’deki aktifleştirilen Ar‐Ge harcamalarından TÜBİTAK’dan gelen hibe düşülerek, kalan tutar ilgili dönemde net yapılan “Ar‐Ge İndirimi” olarak kabul edilir ve Kurumlar Vergisi ya da Geçici Vergi matrahından indirime gidilir. Kuruluş yukarıda belirtilen işlemler dışında dönem içinde Geçici Vergi matrahından Ar‐Ge indirimini düşmesi durumunda, her geçici vergi döneminde 751 yansıtma hesabı üzerinden 263 nolu Araştırma ve Geliştirme Giderleri Hesabına aktifleştirme kaydının yapılması söz konusudur.

 Öte yandan 5746 sayılı Kanununa göre kar yetersizliği nedeniyle Ar-Ge indiriminin tamamı vergi matrahından indirilmeyip müteakip yıla devredilirse bu takdirde yeniden değerlendirme oranı ile endekslenmesi gerekir. Ayrıca, devredilen Ar-Ge İndiriminin nazım hesaplarda ve Kurumlar Vergisi Beyannamesinde gösterilmesi zorunludur. Oysa 5520 sayılı Kanununa göre devreden Ar-Ge İndirimine yeniden değerlendirme oranı uygulanarak endeksleme farkı hesaplanmaz, ancak nazım hesaplarda ve Kurumlar Vergisi Beyannamesinde gösterilmesi şarttır.

 

AR-GE MERKEZİ GİBİ RESMİ ONAYLANMIŞ AR-GE DEPARTMANI OLMAYAN FİRMALAR HANGİ KANUNU UYGULAMALI?

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanun’un ilgili Tebliğinde; Ar‐Ge indirimi için mükelleflerin Ar‐Ge departmanı kurmaları ve Ar‐Ge’de görev alan personelin tam zamanlı çalışması halinde söz konusu personel giderinin Ar‐Ge harcaması olarak kabul edilebileceği belirtilmektedir. 5746 Sayılı Kanun’un ilgili Yönetmeliğinde ise ayrı bir Ar‐Ge departmanının kurulmasına gerek olmadığı (çoğu KOBİ’lerde ayrı bir Ar‐Ge departmanın bulunmadığını gözlemlemekteyiz ve Kamu Kurum ve Kuruluşları da karşılıksız destek verirken ayrı bir Ar‐Ge departmanı kurmak zorunluluğu aramamaktadır) ve personelin de Ar‐Ge projesinde kısmi yani adam/ay oranına göre çalışabileceği, çalışılan kısma isabet eden personel giderinin Ar‐Ge harcamasına dâhil edebileceği belirtilmektedir. Bu durumda, adam/ay oranı (1) in altında olan projelerin 5520 sayılı Kanun’un ilgili Tebliği’nde belirtilen Ar‐Ge İndirimini seçmeleri durumunda, bize göre personel giderini Ar‐Ge indirimi olarak dikkate almamaları gerekir.

 

AR-GE HARCAMALARININ İTFASI NE ZAMAN YAPILMALI?

 

Ar‐Ge projesi tamamlandıktan sonra, 263’deki Ar‐Ge harcaması, bu hesapta tutulmaya devam edilerek % 20 oranlı amortisman ile 5 yılda itfa edilerek, 630 Ar‐Ge gideri hesabına borç / 268 birikmiş amortisman hesabına alacak kaydedilir.

Aktifleştirilen Ar‐Ge harcamasının 263 nolu hesapta tutulup da, örneğin satışa konu olmayarak, kendi ihtiyacı olan makine ya da ekipmanda 253 nolu hesaba transferinin yapılmamasının başka bir yönü de; 1501 TÜBİTAK Sanayi Ar‐Ge projelerinde firmanın bilançosundaki 263 Ar‐Ge gideri hesabında harcama kaydının bulunması halinde % 40 olan temel destek oranına, % 5 ila 10 oranında değişen ilave desteğin eklenmesidir.

 

TÜBİTAK’TAN ORANSAL DESTEK ALINMASI HALİNDE İLGİLİ HARCAMA AR-GE GİDERİNE İLAVE EDİLMELİ Mİ?

TÜBİTAK tarafından desteklenen Ar‐Ge projelerinde her iki düzenleme için (M013 formunda) alet, teçhizat, makine, ekipman, yazılım, test cihazlarının harcama bedellerinin tamamı değil kullanım süresine göre amortisman payı, Ar‐Ge giderlerine dahil edilir (Tedarik edildiğinde alet, teçhizat, makine, ekipmanlar, test cihazları 253 no.lu hesaba, bilgisayarlar 255 no lu hesaba, yazılım programları da 260 nolu hesaba KDV hariç fatura bedelinin tamamı üzerinden kayıt yapılır).

Bu kapsamda örneğin TÜBİTAK tarafından desteklenen Ar‐Ge projelerinde alet, teçhizat, makine ve ekipmanlar Ar‐Ge projesi bittikten sonra üretimde kullanılacak ise, oransal olarak desteklenmektedir. Başka bir ifadeyle maliyet bedelinin % 100’ü desteklenecek harcama toplamına dâhil edilmemekte; TÜBİTAK KOBİ Ar-Ge projelerinde fatura bedelinin %40’ı harcama tutarına dahil edilir, bunun da % 75’i bulunarak (başka bir deyişle toplamda fatura matrahının %30) hibe desteğine konu olur. 1501 Sanayi Ar-Ge Projelerinde fatura bedelinin %40’ı harcama tutarına dahil edilir, bunun da %40 ila %60 hesaplanarak hibe desteğine konu olur. İki düzenleme arasındaki fark; 5520 sayılı düzenlemeye göre Ar‐Ge faaliyetleri dışında kullanılan makine ve ekipmanın amortismanı Ar‐Ge gideri olarak kabul edilmez iken, 5746 sayılı düzenlemeye göre kullanım süresine bağlı olarak hesaplanan amortisman, Ar‐Ge gideri olarak kabul edilmektedir.

 

 

FİRMA DIŞINDAN HİZMET ALIMINDA İKİ MEVZUAT NE DEMEKTEDİR?

5520 sayılı Kanunun çerçevesinde hareket edilen bir Ar‐Ge projesinde, dışarıdan sağlanan fayda ve hizmetler için (örneğin TÜBİTAK tarafından desteklenmesi uygun bulunan bir Ar‐Ge projesinde M014 analizler ve testler için, M015 dışarıya yaptırılan fason işçilikler ve danışmanlık için) toplam proje bütçesi içerisinde herhangi bir sınır yoktur. Oysa 5746 sayılı Kanuna göre toplam gerçekleşen Ar‐Ge proje bütçe içerisinde bu şekilde alınan danışmanlık hizmeti ve diğer hizmet alımlarına ilişkin harcamalar, Ar‐Ge ve yenilik harcaması kapsamında gerçekleştirilen toplam harcama tutarının %20’sini geçemez.

 

 

AR-GE MALİYETLERİNİN MUHASEBE KAYITLARI NASIL OLMALI?

– Yukarıdaki iki  mevzuat hükmüne göre alet/teçhizatın kıymetinin tamamı değil amortismanı hesaplanarak 750’den 263’e taşınmalıdır. Alet/teçhizat bedeli ise 253-Tesis, Makine ve Cihazlar hesabına kaydedilmelidir.

– Yine yukarıdaki hükme göre malzeme kavramı TÜBİTAK mevzuatında olduğu gibi iki alt bileşeni kapsamaktadır. Birincisi; yönetmeliğin 7 – a/1 maddesinde belirtildiği gibi bize göre dar anlamda malzeme gideri olup, sadece proje için alınan malzemeleri kapsamaktadır. TÜBİTAK’ın maliyet formlarında bu malzeme giderleri G016’da belirtilmektedir. İkincisi ise; söz konusu proje için değil genel üretim için tedarik edilip 7 – b/2 maddesinde belirtildiği gibi Ar-Ge projesinde de stoktan kullanılan malzemeleri ifade etmektedir. TÜBİTAK’ın maliyet formlarında bu malzeme giderleri G016-A’da gösterilmektedir.

– Personele gelince bazı firmalar projede görev alan personele ait ücretlerin adam/ay oranlarını dikkate almaksızın Ar-Ge projesindeki personelin maliyetinin tamamını 750 nolu hesaba alıp, 751 yansıtma hesabıyla 263’e taşımaktadırlar. Oysa onaylanan Ar-Ge projelerinde gördüğümüz gibi projede görev alan personel örneğin 0,30 – 0,40 adam/ay oranı gibi kısmi çalışmaktadır. Bu durumda sadece kısmi çalışmaya göre bulunacak ücret 263 nolu hesaba taşınmalıdır.

– Hizmet alımları da 730-Genel Üretim Giderleri hesabı üzerinden 750 ve 263’e taşındıktan sonra Ar-Ge gideri ortaya çıkmış oluyor.

– Proje tamamlanınca 263’teki Ar-Ge gideri 5 yıl süreyle itfa edilerek (amortisman), ayrılan amortismanlar proje bittiği için gelir tablosu kalemi olan 630-Ar-Ge Giderleri hesabına aktarılarak giderleştirir.

– Öte yandan Ar-Ge’si biten ürün yada makine satışa konu olursa 263 nolu hesaptan çıkarılarak, ayrılmış ise itfa payı için borç yevmiye kaydı yapılarak, bulunan rakamın KDV’siz satış fiyatı ile mukayese edilmesinde kar varsa 679-Diğer Olağan Dışı Gelir ve Karlar hesabına, zarar var ise 689- Diğer Olağan Dışı Gider ve Zararlar hesabına kaydı yapılmaktadır.

AR-GE HARCAMA VE GİDERLERİNİN ÖDEME YÖNTEMLERİNDEN HANGİSİNİ TERCİH ETMELİYİZ?

Faturaların ödemesi ya fatura bazında ya da cari hesap usulü yapılır.

Fatura bazında ödemede, dekontun açıklama bölümüne faturanın numarası yazılır (yer varsa tarihi de yazılabilir). Birden fazla fatura numarası da yazılabilinir, bu durumda fatura tutarlarının toplamı havale (aynı bankanın farklı şubeler arası) ya da EFT (farklı bankalar olursa) toplamına eşit olmalı. Açıklama bölümü birden fazla fatura numarası yazımı için yeterli olmazsa, bize göre birden fazla dekont düzenlenebilir. Önemli olan fatura numaralarının net olarak tespit edilebilmesidir.

Fatura bazında ödemede yaşadığımız sorun, açıklama bölümüne fatura numarasından farklı bilgilerin örneğin proje numarasının yazılmasıdır. Böyle durumda biz emin olmadığımız için, çok daha zor yöntem olan cari hesap usulüne göre ödeme yöntemini kullanıyoruz.

Diğer bir karşılaştığımız husus, açıklama bölümüne fatura numarası yazıldığı halde, fatura bedelinin tamamının havale edilmemesidir. Bu durumda fatura bedelinin tamamı üzerinden KDV’yi düşerek, geri kalan meblağ hibe kapsamına alınmakta, aynı dönemin müteakip aylarında ya da sonraki dönemde yine fatura numarası açıklama kısmına yazılarak ödeme yapılmışsa, kapsama alınabilmektedir.

Çekle ödemelerde de çek bordrosunun ya da tahsilat/tediye makbuzunun açıklama kısmına yine fatura numarasını yazmak gerekiyor.

Biz ödeme analizinde bankadan kaşe ve imzalı banka dekontunu istiyoruz. Bazen firmalar bankalarından kaşe ve imzalı dekont alamadıklarını beyan ettiklerinde, dekontun firma kaşe ve imzalanması ile bankadan kaşeli imzalı banka ekstresini istiyoruz, bu durumda dekonttaki tutarın ekstrede görülmesinin kontrolünü yapıyoruz.

 

Cari hesap usulü ödeme, açıkça söylemek gerekirse bizi ve firmayı gereksiz yere yoruyor. Fatura bazında ödeme yapılmadığında, firmanın tedarikçiyle olan tüm alım ile havale/çek ödemelerinin yer aldığı 320 satıcılar muavin dökümünü isteyerek, ilk Ar-Ge faturasının kesildiği tarihe bakıp, aşağıdaki olasılıkları irdeliyoruz:

  1. 320 satıcılar muavin dökümünde tek Ar-Ge faturası kesilmiş ise fatura tutarı dahil o tarihteki bakiyeye bakıyoruz. Fatura tarihinden itibaren YMM raporu yazılıncaya kadar bu tutarın ödenmesini arıyoruz. Ödeme yalnız eski borçları kapamış, Ar-Ge faturasına sıra gelmemişse, Ar-Ge faturası ödenmemiştir diye kapsam dışına alıyoruz. Mal ve hizmet iadeleri ya da çek iadeleri varsa onlara da dikkat ediyoruz.
  2. Birden fazla Ar-Ge faturası dönem içinde kesilmiş ise, son Ar-Ge faturasının kesildiği tarihteki bakiyenin ödenmesinin YMM raporu yazılıncaya kadarki kontrolü yanında, ilk Ar-Ge faturasının kesildiği tarihten son kesilen tarihe kadarki ara dönemdeki ödemelerin de banka teyitlerini talep ediyoruz.
  3. Ar-Ge firması malzeme ya da hizmet aldığı firma ile avanslı çalışıyorsa, ilk Ar-Ge faturasının kesildiği tarihte karşı taraftan alacaklı olmakta, bu durumda ilk avans ödemelerinin yapıldığı tarihteki banka dekontlarının teyitlerini istemekte ve sonrasını da ödeme çıkarsa kontrol etmekteyiz.
  4. Ar-Ge firması tedarikçiden karşılıklı mal alım satımında da bulunuyorsa (yani takas),bu durumda tedarikçiden de kaşeli imzalı karşı virman hesap dökümünü de alarak, karşılıklı olarak örtüşüp örtüşmediğini kontrol etmek gerekir.

Personel ödemelerinde çalışan sayısı ne olursa olsun, mutlaka banka üzerinden yapılmalı,net ücret tam olarak( ne eksik ne fazla ) bankadan ödenmelidir. Bankadan dekont ve ekstreler kuşkusuz banka kaşe ve imzalı olması gerekiyor. 1 lira bile eksik ödenen personel maliyeti, tamamı üzerinden hibe kapsamı dışına alınırken, yukarıda açıkladığımız diğer Ar-Ge harcama ve gider faturalarında kısmi ödeme yapılmışsa, KDV’nin tamamı düşülerek geri kalan kısım, onaylanan harcama tutarına dahil edilebilmektedir.

PROJE ONAYI İLE SGK VE STOPAJ DESTEĞİNİN UYGULANMASINA NASIL BAŞLANILMALI?

Ar-Ge projesinin onaylanması ve sözleşmenin imzalanması ile birlikte SGK ve Stopaj desteklerinin uygulanmasına geçilmelidir. Burada en çok yaşanan sıkıntı firmaların 5746 sayılı kanunun , %50 SGK İşveren Prim ve Gelir vergisi Stopaj istisnası Teşviklerinden tam olarak faydalanamadığı yada hatalı hesaplamalardan dolayı vergi ziyaına sebebiyet vermiş oldukları görülmüştür.

 

Gelir Vergisi Stopajı Teşviki Uygulaması;

5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkındaki Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına ilişkin olarak 5838 sayılı Kanunun 8 inci maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununa eklenen Geçici 75 inci maddesine göre;

“31/12/2013 tarihine kadar 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen Ar-Ge ve destek personelinin, bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisinin; doktoralı olanlar için yüzde 90’ı, diğerleri için yüzde 80’i verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilir”.

Ar-Ge personelin başka faaliyetlerde de çalışmaları halinde istisna ücret tutarının, kapsamdaki personelin fiilen Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine ayırdıkları zamanın toplam çalışma zamanına oranı (adam/ay) dikkate alınarak hesaplandıktan sonra ki gelir vergisi matrahından 5746 sayılı kanunun yukarıdaki maddesine göre terkin edilir.

Terkin tutarına ilişkin hesaplama, Ar-Ge kapsamında çalışan doktoralı ve diğer personelin her biri için ayrı ayrı yapılarak Muhtasar Beyannamesinin Ek:1 “Ar-Ge Kapsamında Gelir Vergisi Stopajı Teşvikine İlişkin Bildirim” tablosunda gösterilecek ve bu bildirimler muhtasar beyanname ekinde ilgili vergi dairesine verilecektir.

Mükellefler, Ek.1 “Ar-Ge Kapsamında Gelir Vergisi Stopajı Teşvikine İlişkin Bildirim”in son sütununda yer alan “Terkine konu Edilecek Tutar” toplamını, verecekleri muhtasar beyannamenin Tablo-1 “Matrah ve Vergi Bildirimi” bölümünün (18/c) no’lu satırında (18/c-Ücret Ödemeleri Üzerinden Yapılan Tevkifatın 5746 sayılı Kanun Gereği Terkin Edilen Tutarı) göstereceklerdir. Bu tutar, (17/b) no’lu satırda gösterilen gelir vergisi kesintisi toplamından indirilerek terkin sonrası kalan gelir vergisi tutarı, (19) no’lu satırda gösterilecektir.

SGK İşveren Prim Desteği Teşviki Uygulaması;

5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında sigorta prim desteği, kamu personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi işletmelerinde, “Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen ya da TÜBİTAK tarafından yürütülen Ar-Ge ve yenilik projeleri ile rekabet öncesi işbirliği projelerinde ve teknogirişim sermaye desteklerinden yararlanan işletmelerde çalışanlarla ilgilidir. Bu işletmelerde çalışan Ar-Ge ve destek personeli ile 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu’nun geçici 2. maddesi uyarınca ücreti gelir vergisinden istisna olan personelin; bu çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin yarısı, her bir çalışan için beş yıl süreyle Maliye Bakanlığı bütçesine konulacak ödenekten karşılanır” denilmektedir.

Ar-Ge personelin başka faaliyetlerde de çalışmaları halinde Brüt ücret tutarının, kapsamdaki personelin fiilen Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine ayırdıkları zamanın toplam çalışma zamanına oranı (adam/ay) dikkate alınarak hesaplanan SGK matrahından yukarıdaki kanunun ilgili maddesine göre %50 Sigorta Prim İşveren Desteğinden faydalanılmaktadır.

Söz konusu teşvikten faydalanabilmek için Ar-Ge projesinin onaylanması ve sözleşmenin imzalanması ile birlikte Proje Destek Karar Yazısının geldiği ay dahil proje bitimine kadar aşağıdaki işlemlerin yapılması gerekir.

Bir kısmı Ar-Ge faaliyetleri kapsamında, bir kısmı Ar-Ge faaliyetleri dışında olan sigortalılar için ise iki ayrı aylık prim ve hizmet belgesinden bildirilen prim ödeme gün sayısının toplamının 30’u geçmemesi gerekiyor. Buna göre, kapsama giren sigortalıların 28, 29 veya 31 gün çeken ayların tamamında çalışmış olmalarına rağmen, söz konusu ayların bazı günlerinde Ar-Ge faaliyetleri kapsamında, bazı günlerinde ise kapsam dışındaki işlerde çalışmaları halinde, her iki belgede kayıtlı prim ödeme gün sayısının toplamının 30’un altında veya üstünde olması mümkün olmadığından, 5746 sayılı Kanun çeşidi seçilmek suretiyle düzenlenecek olan aylık prim ve hizmet belgelerinde kayıtlı prim ödeme gün sayısı, Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri kapsamında fiilen çalışılan gün sayısı üzerinden, kapsama girmeyen çalışmalardan dolayı düzenlenecek olan aylık prim ve hizmet belgesinde kayıtlı prim ödeme gün sayısı ise 30 güne tamamlanmak suretiyle hesaplanacak.

Öte yandan, kapsama giren işverenlerce, aynı ayda aynı sigortalı için iki ayrı aylık prim ve hizmet belgesi düzenlenmesi gerektiği durumlarda da gerek 5746 sayılı Kanun türü seçilmek suretiyle, gerekse Kanun türü seçilmeksizin düzenlenecek aylık prim ve hizmet belgeleri için eksik gün nedeni olarak “Diğer Nedenler” seçeneği işaretlenecek. Bu prim belgeleri ile ilgili olarak Kuruma verilecek olan “Ek-8 Sigortalıların Eksik Gün Bildirim Formları” ekine sigortalıların bildirildiği diğer prim belgesinin suretinin de konulması gerekecek.

Sigorta primi işveren hissesi desteği kapsamına giren işletmelerin, Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri ile ilgili birden fazla işyerinin olması durumunda, kapsama giren her bir işyeri için, destekten yararlanmaya hak kazanıldığına ilişkin ilgili kurum, kuruluş veya denetimle görevli şirketten ayrı belge alınacak ve işyerinin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüğü’ne ayrı başvuru yapılacak. Dolayısıyla, işveren hissesi sigorta prim desteğinden istifade edilebilmesi için gerekli olan şartlar, her bir işyeri için ayrı ayrı yerine getirilmiş olacak.